Açıklama
Türk târîhinin fecrinde, Merkezî Asya’da, mukaddes bilinen bir orman ve onun içinde sakladığı şehir, “Ötüken” adını taşıyordu. Ötüken Türk’ün hâkimiyetinde ise, Ötüken’de Türk kaanûnu cârî ise, Ötüken’de Türk Hükümdârı oturuyorsa, her şey yolundadır, her şey kolaydır, saâdet içre saâdet vardır. “Kut” sâhibi olmak, biraz da Ötüken’in mâhiyetine bağlıdır. Ötüken’sizlik, Türk’ün ters giden tâlihine alem olmuştur. Ötüken esirse, Ötüken yâd ellerde ise, Ötüken kirli ayaklar altındaysa, hayâtın mânâsı kalmamıştır, zilletin en dipsizine yuvarlanılmıştır. Aslında, Ötüken Yış, coğrafî olmanın çok ötesinde, Türklüğün beşiği makâmına yükselmiş kutlu bir beldedir. Bu yüzden, Kavimler Göçü denen târîh selinin ardından Etzelburg (Budapeşte)’a yerleşen atalarımız, Asya’nın Ötüken Yış’ını Tuna’nın iki yakasına yerleştirip, Roma’nın şahsında Çin ve Moğol’u, yâni Tatabı’yı görmeye başlamıştır.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.